Katar’a Merhaba

IMG_0618[1]

Yine yeniden Katar. Neler değişmiş, hayat nasıl eski blogumu görüp de mail atıp soranlar var. Ben de butun tembelliğime rağmen biraz da Derya’nın gazına gelmemle yazmaya karar verdim. Üstelik sırf bunu yazabileyim diye İngilizce/Arapça klavyemi Türkçe karaktere çevirecek bir aplikasyon buldum. Her neyse, öğrenmek isteyen olursa kaynağımı paylaşabilirim seve seve.

Öncelikle Aralık başında buraya geldiğimden beri karşılaştığım en sık sorunun cevabı ile başlayayım: ‘Katar’a neden geri döndüm?’

Aslında bunun bir çok nedeni var. Istanbul’un stresi, ofise gidiş-gelişimin günümün 3 saatini çalması, kazandığım paranın ayın ilk haftasında kredi kartı borçlarına uçup gitmesi, evlilikten umudu kesmem, Turkiye’deki olaylar ve neden ne için yaşıyoruz diye sorgulamaya başlamam.

Ben Katar’ın eski haline de razı olarak geldim, ama karşılaştıklarımı görünce 2008’deki halinden çok daha farklı olduğunu gördüm, tabi bu da ek bir mutluluk kaynağı olmadı değil. Otellerin (yani medeni yaşam alanlarının) sayısı artmış, şehir büyümüş, daha fazla Avrupalı/ Amerikalı expatler gelmiş ve en sıkıntılı konulardan biri olan taksi bulma sıkıntısı çözülmüş. Yine de araba şart, bunu başka bir yazımda detaylı anlatacağım. Çalıştığım şirketi yazmayacağım ama eğer Katar’a gelmeyi düşünüyorsanız şirketi iyi araştırın ve kurallarını öğrenin, özel hayatınızı kısıtlayabilecek pozisyonlar olabiliyor çünkü. Buna da sonra değineceğim.

Şehrin büyüyüp gelişmesiyle trafik artmış. Restoran ve barlara rezervasyon gerekli olmaya başlamış. Bayanlar için kıyafet durumu aynı, omuzlar ve dizler kapalı olacak. Tabi bu durum oteller için geçerli değil. Yani arabanız olur, taksiye binmek zorunda olmazsanız, bir de hayatınızı otellerde geçirirseniz hiç bir sıkıntı yok. Plajlar fena değil, su ana kadar olan deneyimimden bahsedersek kum biraz balçık gibi, yine de Ocak-Şubat-Mart aylarında Türkiye donarken plaj keyfi yapmak hiç de fena olmuyor. Otellerin özel plajlarının yanı sıra halk plajları var. Bunlardan bazılarında bayanların bikini giymesi yasak. Bu nedenle benim kişisel tercihim otellerin plajları.

Bir hafta sonra Katar’daki 2. turumun 4. ayını tamamlamış olacağım. Çalışma saatim 15.30’da bitiyor, yani kendim için oldukça fazla zamanım var. Bunun yanında hiç bir şey mükemmel değil tabi ki, en rahatsızlık veren şey ise Hintli ve Pakistanlılarla çalışmak durumunda olmak. Yine de iş-hayat dengesinin Istanbul’da böyle olması neredeyse imkansız. Şimdilik yazacaklarım bu kadar, önümüzdeki yazılarda daha da detaylara gireceğim bu nedenle başka bir postta görüşmek üzere..

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s