Bugün Almanya’daki entegrasyon kurslarından bahsedeceğim. Ama önce biraz tarihten bahsetmem gerekiyor ki oraya buraya anlamadan ve sorgulamadan yorum yazanlar için bir ön bilgi olsun.

Türklerin Almanya’ya Göçü

Almanya, 1940’lı yıllarda 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra yerle bir haldeydi ve ekonomiyi bir kenara bırakın, çalışacak insan kalmamıştı ortada. Bu nedenle, ekonomiyi güçlendirmek amacıyla ülkeye doğu Avrupa’dan misafir işçiler getirmeye başladılar. İçinde Türkiye, Polonya, Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin olduğu işçi grupları, ülkelerinde pek eğitim almamış, para kazanamayan düşük sınıf vatandaşlarıydı. Dağılmış bir ülkeden bile para kazanabilmek uğruna yola çıkan insanlardı. Böylece Almanya’da ‘Wirtschaftswunder’ – yani Almanya’daki yaşamı şu anki standartlarına getiren, ekonomideki hızlı yükseliş başladı (1950). Almanya’nın gelişimi devam ederken, gelen Türkler de ailelerini, dillerini, kültürlerini ve İslam’ı getirdiler, getirdikçe çoğaldılar ve Alman kültürüne entegre olmak yerine kapalı gruplar oluşturdular. Zaman geçerken bazıları entegre oldular, bazıları Almanlar ile evlendiler, bazıları üniversitelere gidip oldukça başarılı oldular. Bir kısmı avukat, doktor, yazar çıkarken bir kısmı kültürlerine ve dillerine bağlı kalmayı ve yaşadığı yerin kültürünü, hatta dilini bile reddetmeyi tercih ettiler. Yıllar geçti, ekonomi düzeldi, ülkeye çeşitli ülkelerden göç edenler çoğaldı ve Almanya bu durumun önüne geçmek amacıyla 2005 yılında entegrasyon kurslarını zorunlu tutmaya başladı. Burada üstüne basa basa belirtmek istediğim birşey var ki bu da bu durumun sadece Türkler için olmadığı. Yani Almanya’nın sadece Türklere karşı olduğu ya da onları istemediği falan yok. Türkler sadece ülkelerinde en yüksek yabancı nüfusu oluşturanlar! Bu nedenle “Almanya Türkleri sevmiyor, her zorluğu bize çıkarıyorlar” diye orada burada yorumlar görünce gerçekten halimize üzülüyorum. Öğrenmek yerine şikayet etmek, bahane bulmak nedense bazılarına daha kolay geliyor.

Yukarıdaki fotoğrafta 1964 yılında Köln Hbf’ye gelen 1 milyonuncu misafir işçi ve onu karşılayanlar görülüyor. İşçiye ödül olarak bir motorsiklet hediye edilmiş.

Son yıllarda Almanya’ya çok fazla Iraklı, Suriyeli, İranlı, Afganistanlı göç etmiş durumda ve entegrasyon kursları zorunlu tutulmazsa iş çığrından çıkacak, göçler risk olmaya başlayacak. Kim yaptığın çocuk başına sana para veren bir ülkeye taşınmak istemez? Üstelik düşünce ve basın özgürlüğü var. İşiniz mi yok, işsizlik parası da alıyorsunuz. Yeme de yanında yat! Ah bir de havası güzel olsa…

Entegrasyon Kursları

Entegrasyon kurslarının içeriğine gelirsek, modüller dil eğitimi ve ardından ülkenin tarihi, yasal ve politik sistemi hakkında dersler içeriyor. Dil eğitiminde konular genelde Almanya’daki günlük yaşam, iş arama, çalışma hayatı, aile hayatı veya toplumsal kurallarla ilgili. Toplamda 600 saat Almanca ve 100 saat de ortantasyon kursu var.

2005 yılı sonrasında gelip oturum alanların kurslara katılması zorunlu. Eğer iş bularak göç ettiyseniz böyle bir zorunluluğunuz yok tabi ama ucuza (ya da ücretsiz) Almanca öğreneyim derseniz yabancılar dairesinden veya iş bulma kurumundan entegrasyon kursu almayı talep edebiliyorsunuz. Göç statünüze göre kursların parasını gelirinize göre ya devlet veriyor, ya da yarısını ödemeniz gerekiyor (saati 1,95 €). Kursları başarı ile bitirdikten sonra, eğer ödeme yaptıysanız, sertifikalarınızı ve BAMF sitesindeki formu doldurup gönderiyor ve paranızın yarısını geri alabiliyorsunuz.

Entegrasyon Kursu ve Eğitim Desteği

Almanya, yukarıda belirttiğim gibi parasal açıdan da yabancılara destek oluyor. Job Centre’dan işsizlik yardımı alıyorsanız ki bu aile gelirinize göre belirleniyor, entegrasyon kursuna para vermenize gerek yok. Entegrasyon kursu B1’e kadar ve bunun için BAMF, Job Centre veya Arbeitsagentur’dan yönlendirilmeniz gerekiyor.

B1’den sonraki modüller için, eğer Job Centre’dan yardım almıyorsanız Arbeitsagentur’a gidebilirsiniz. Yapmak istediğiniz işe veya bir sonraki dil modülünüzün ödemesi için size yardımcı olabiliyorlar.

Eğer destek almak istemezseniz de B1’i bitirdikten sonra yaşadığınız şehirdeki VHS’nin kurslarından faydalanabilirsiniz. Fiyatları diğer kurslara göre oldukça uygun.

Almanya Vatandaşlığı

Alman vatandaşlığı almak ise ayrı bir konu. Yukarıda belirttiğim belgeler (Entegrasyon kursunu tamamlamış olduğunuza dair sertifika) dışında bir de 3 yıl Almanya’da yaşamış olmak, engelli olmamak vs. gibi bazı şartlar da var. Her şartı karşılıyorsanız ve belgeleriniz de hazırsa artık vatandaşlığa kabul testine girebiliyorsunuz ki bu da oryantasyon testinde sorulan sorulardan oluşuyor. Tek fark 30 yerine 310 soru cevaplamak durumundasınız.

Almanya vatandaşlık sınavı testi 310 sorudan oluşuyor ve bunların 300’ü Almanya ile ilgili genel sorular iken 10 tanesi de ikamet ettiğiniz eyalet (North Rhine Westphalia gibi) ile ilgili. Soruların hepsini yazmam imkansız ama buradaki linkten tüm soru ve cevaplara (Almanca) ulaşabilirsiniz. Birkaç örnek soru ve Türkçe çevirileri ise aşağıdaki gibi:

1- Wie werden die Regierungschefs/Regierungschefinnen der meisten Bundeslaender in Deutschland genannt?
(Almanya’da eyaletlerin birçoğunda hükümetin başındakilere ne ad verilir?)

a)Erster Minister/Erste Ministerin (Birinci bakan)
b)Premierminister/Premierministerin (Başbakan)
c)Senator/Senatorin (Senatör)
d)Ministerpraesident/Ministerpraesidentin (Eyalet Başbakanı)

(doğru cevap: d)

2- Wer schrieb den Text zur deutschen Nationalhymne? (Alman Milli Marşını aşağıdakilerden kim yazmıştır?)

a)Friedrich von Schiller
b)Clemens Brentano
c)Johann Wolfgang von Goethe
d)Heinrich Hoffmann von Fallersleben

(doğru cevap: d)

3- Die beiden größten Fraktionen im deutschen Bundestag heißen zurzeit…(Federal Mecliste şu an en büyük iki meclis grubu hangileridir?)

a)CDU/CSU und SPD. (CDU/CSU ve SPD)
b)Die Linke und Bündnis 90/Die Grünen. (Sol Parti ve Bündnis 90/Yeşiller)
c)FDP und SPD. (FDP ve SPD)
d)Die Linke und FDP. (Sol Parti ve FDP)

(doğru cevap: a)

4- Für wie viele Jahre wird der Bundestag in Deutschland gewählt? (Almanya’da Federal Meclis kaç yıllığına seçilir)
a- 2 Jahre (2 yıl)
b- 3 Jahre (3 yıl)
c- 4 Jahre (4 yıl)
d- 5 Jahre (5 yıl)

(doğru cevap: c)

Görüleceği üzere belirli bir Almanca seviyesine geldikten sonra, çalışınca yapılamayacak sorular değil. Keşke Türkiye de parayla pasaport satmak yerine göç edenlere aynı eğitimi verse ve Türk vatandaşlığı için belirli kriterler koysa. Zaten ülkenin politikası, dili ve tarihi ile ilgili bir fikriniz yoksa pasaportunu da almanız garip bir durum değil mi? Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?