Almanya’da yaşamayı, çalışmayı ya da eğitim almayı düşünüyorsanız Alman kültürüne de adapte olmanız gerekecek. Almanları nasıl bilirsiniz diye sorsalar aklınıza çok bira içtikleri (ki aslında Almanya dünyada en fazla bira içilen ülke bile değil), Antalya sahillerinde beyaz çorap ve terlikle gezmeleri veya çalışkanlıkları gelecektir. Size bugün Alman kültüründen, geleneklerinden ve Almanya’da yaşamadan anlayamayacağınız özelliklerinden bahsedeceğim,
1- Doğumgünlerinden önce kutlama yapmazlar.
Almanlar, doğdukları günün öncesinde doğumgünü kutlamanın kendilerine kötü şans getireceğine inanırlar. Bu nedenle Alman birinin doğumgününü gününde kutlayamıyorsanız bile öncesinden kutlamak yerine sonrasında kutlayın.
2- Şerefe derken göz teması yapılmalıdır.
Almanya’da içkilerinizi tokuştururken göz teması yapmaya dikkat edin. Her ne kadar bunun altında yatan neden göz teması yapmayanların yedi yıl boyunca kötü seks hayatı olacağı inancı olsa da şimdiki zamanda göz teması yapmamak sadece hoş görülmeyen bir hareket olarak görülüyor.
3- Pazar günleri aile, kek ve kahve zamanıdır.
Pazar günü sadece fırınlar belirli bir saat boyunca açıktır. Sokaklarda pek insan olmaz çünkü tanrı dünyayı yaratırken altı gün çalışıp yedinci günde dinlenmiştir. Bu nedenle Almanlar pazar günlerini dinlenmeye, aileyle kahve içip kek yemeye ayırırlar. Bazı kekleri sezonluktur. Örneğin Karnaval zamanında, yani Paskalya zamanı sona eren oruçlarına başlamadan önce, Berliner (Kuzey ve Batı Almanya’daki ismi) ya da Pfannkuchen yemek önem taşır çünkü Almanlar oruçlarını et ve tatlı yemeyerek, içki içmeyerek tutarlar.
4- Kısa konuşmalar yapmazlar.
Almanca o kadar net ve ayrıntılı bir dil ki, cümlelerin uzun sürmesinin yanı sıra sade bir ‘Nasılsın?’ sorusu bile uzun bir cevabı hakeder. Nasılsın sorunuzun cevabı olarak size hayatlarında ne olup bittiğini anlatırlarsa şaşırmayın. Uzun cümlelerin yanı sıra Almanlar telefonda da birbirleriyle uzun uzun konuşmayı tercih ederler.
5- Detayı severler ve gereksiz bilgi yoktur.
Bir ilacın prospektüsünü veya herhangi bir kullanım klavuzunu önlü arkalı kitap gibi okumayan bir Alman yoktur. Herşeyi detaylıca bilmek ve öğrenmek isterler. Göz atmak kelimesi Almanlar için pek geçerli değil ki bunu evlerinin bahçelerinden bile anlayabilirsiniz. Herşey düzenlidir ve belirli bir mantığa göre düzenlenmiştir. Evlerinin içerisinde de her şeyin belirli bir yeri vardır ve yine her şey bir mantığa göre düzenlenmiştir.
6- Herşeyi gerektiği kadar alırlar ve malları değerlidir.
Biz Türkiye’de domatesi patlıcanı kiloyla alırken Avrupa’nın en zengin ülkesinin insanları savaş gördükleri ve kıtlıktan çıkmış oldukları için mallarının kıymetini bilirler ve marketten sadece yiyecekleri kadar ürün satın alırlar. Yemek atmayı sevmezler, mallarına gözleri gibi bakarlar. Bu sadece yemek konusunda değil, evleri, arabaları ve malları için de geçerlidir.
7- Evlerine girerken ayakkabılar çıkarılmaz.
Aile bireyleri ve çok yakın arkadaşlar için pek farketmeyen bu konu, misafirler için önemlidir. Bu aslında ayakkabısını çıkaran misafirlerin ayaklarının kokma ihtimaline karşı alınan bir önlem ve ayakkabınızı çıkarmanız Almanlar için kaba bir davranış olarak görülüyor. Eğer dışarıda giydiğiniz ayakkabıları evlerinde giymek istemiyorsanız, misafirliğe giderken yanınızda bir ev ayakkabısı götürmenizde fayda var.
8- Araba kullanırken başka bir sürücüye orta parmağınızı göstermek cezadır.
Her ne kadar sinirlenirseniz sinirlenin, trafikte başka bir sürücüye orta parmağınızı göstermeyin, zira diğer sürücü plakanızı alıp polise şikayet edebilir ve bu nedenle ceza yiyebilirsiniz. Aman dikkat, bazı Almanlar bu durumda telefonlarını çıkarıp fotoğrafınızı bile çekebiliyor.
9- Almanlar çocukları displinlidir.
Çocuklar çok soru sorar ve onları cevaplandırmamak ya da bilmiyorum demek Almanların tarzı değil. Çocuklar küçükken doğaya çıkarılır ve ağaçlar, hayvanlar yerinde gösterilerek öğretilir. İlkokul çağındaki çocukları tek başına metroya biner, okula bisikletleriyle gider ya da sebzelerini bıçak ile keserler. Önemli olan iletişimdir ve amaç küçüklerin bağımsız ve kendine güvenen bireyler olarak yetiştirilmesidir. Kısacası çocuklar ne yaparlarsa hangi sonuçlarla karşılaşacaklarını öğrenerek büyüyorlar.
10- Çevre duyarlılığı ve bireysel sorumluluk önemlidir.
Almanların çevre duyarlılığına verdikleri önemi çöp ayrımını ve geri dönüşümü ne kadar önemsediklerinde görebiliyoruz. Bu konu tartışılmaz çünkü Almanlar bireysel sorumluluğun toplumsal sorumluluğa dönüşeceği, ve bunun da ülkenin faydasına olacağı görüşündelerdir.
11- Alman hesabı diye birşey yoktur.
Bizim yıllarca Alman usulü olarak bildiğimiz, herkesin hesabını kendi ödemesi aslında Hollandalılara özgüdür. Avrupa genelinde ‘Going Dutch’ olarak da bilinen bu usül, aslında Hollandalıların pintilikleriyle ünlü olmasından kaynaklanıyor ve Almanlar ile hiçbir alakası yok.
12- Kadınlar ile erkekler eşittir.
Almanlar, eşleri evi temizleyince ya da ütü yapınca onlara teşekkür ederler, çünkü hayat müşterektir ve bu işler ne kadının, ne de erkeğin görevidir. Yemekleri eşleri ile pişirirler ve birinin diğerinden üstünlüğü yoktur.
13- Eve ziyarete gelenler otelde de kalabilirler.
Alman arkadaşlarınızı ziyarete gidiyorsanız size yakın bir otel önermeleri saygısızlıklarından değil, sizin rahat etmenizi istemelerindendir. Bunun yanında Almanların evlerine çat kapı da gidemezsiniz çünkü sizi temiz ve düzenli bir eve kabul etmek isterler.
14- İş ve arkadaşlık tamamen ayrı kavramlardır.
İş arkadaşları sosyal hayata karıştırılmaz. İş işte, gezme tozma ise iş dışındadır ve bunları birleştirmek Almanlara göre değildir. İngilizler gibi iş çıkışı barda buluşmazlar ya da Türkler gibi iş arkadaşları ile en iyi arkadaşlar olmazlar.
Benden şimdilik bu kadar. Peki sizin bu listeye ekleyebilecekleriniz var mı?
Çok güzel olmuş 🙂
BeğenBeğen
Teşekkürler 🙂
BeğenBeğen