Ve uzun bir araştırma sonucu kışın vazgeçip de gidemediğimiz Maldivler’e yolumuzu düşürdük. Maldivler’e gitmeyi planlamak otel seçmek ve yapacağınız aktiviteye göre deniz/kayalik durumuna bakmaktan ibaret aslında. Fakat oteller arasında o kadar fazla fiyat farkı var ki, seçiminizi yapmadan önce çalışmanız gerekiyor. Unutmayın, her otelin ekstra 6 USD gecelik kişi başı çevre vergisi, 12% vergisi, 12% servis ücreti ve ek olarak da deniz uçağı ya da speeboat ücreti oluyor. Bu da fiyatları oldukça şişiriyor.
Neyse, uzun araştırmalar sonucu, düşük sezon olmasının da etkisiyle Constance Moofushi Resort Maldives‘de neredeyse yarı fiyatından düşük bir rakama herşey dahil water villa rezervasyonumuzu yaptırdık. Maldivler’e gidiyorsak sahilde değil su üzerinde kalmalıydık, çünkü Maldivler’in tadı ancak böyle çıkacaktı. (evet biraz şımardık)
Qatar Airways ile Doha’dan yaklaşık 5 saatte ulaştığımız Male Havaalanı’nda karşılandıktan sonra sea plane (Trans Maldivian Airways) gelene kadar Constance Otelleri’nin Lounge’unda bekledik. Deniz uçaklarının bulunduğu yerde 7-8 otelin lounge alanı var. Kapıdan içeri girer girmez servisler, ıslak havlular, ayak masajları başlıyor. Uçak saatiniz gelince de çalışanlar size uçağa kadar eşlik ediyor.
Deniz uçağı ile yaklaşık 40 dakika sonra otele varıyoruz. Deniz ucağından gördüğümüz Maldivler manzarası bir harika! Otele iner inmezse doğru bir karar verdiğimizi anlıyoruz zira denizin mavisi, kumun beyazlığı ve bitkilerin harika yeşili ile büyülenmemek imkansız. Geçireceğimiz 4 full gün için daha da heyecanlanıyoruz.
Resepsiyonda check-inimizi yaptıktan sonra su üzerindeki 107 numarali Water Villa’mıza doğru yol alıyoruz. Adanın 2 yanında water villalar olduğu gibi bir de senior water villalar bulunuyor. Senior water villaların tek farkı terasında açık havada küvetinin bulunması. Birkaç gece için ücretsiz upgrade yapabileceklerini söylemelerine rağmen biz tercih etmedik çünkü alt tarafı bir kuvet için zahmete değmezdi. Villamızın terasından denize girebiliyor, boat house’dan aldığımız şnorkel ve paletlerimizle hemen şnorkeling yapmaya, Maldivlerin su altıyla tanışmaya başlıyoruz. Her şey dahil olmasına rağmen otelin oda servisi yok. Oda servisi olmamasına rağmen her gün yenilenen mini barımız bile fazla geldi bize.
Ertesi gündüz, denizin hemen kenarında yaptığımız kahvaltı sonrası dalışa gittik. Eğer dalış meraklısıysanız otelin dalış ücreti oldukça yüksek, üstelik zorunlu olarak yapacağınız ilk dalışınızı otelin yakınlarında yapıyorsunuz. Ertesi gün götürdükleri ücretsiz şnorkel turunda dalışta gördüklerimizden fazlasını gördük bu nedenle 600 QAR verip dalış yapmanıza pek de gerek yok. Her şey dahile dahil olan 1 ücretsiz aktiviteyi şnorkel turu olarak seçtik, ve sadece bu turda 6 deniz kaplumbağası, 1 de köpek balığı gördük. Onun dışındaki yüzlerce çeşit irili ufaklı renkli balıkları anlatmama bile gerek yok sanırım.
Denizde çok fazla yavru köpekbalığı göreceksiniz. Korkup da kaçmayın çünkü aslında onlar sizden korkup kaçıyorlar. Eğer Constance Moofushi’de kalır da bu ufaklıkları görmek isterseniz kahvaltı terasının altında ve deniz uçaklarının indiği sahil tarafındaki kıyıda oldukça fazlalar. Kendinize alıştırırsanız ayaklarınızın dibine kadar gelebiliyorlar.
Yemeklere gelince, Mantra Restoran’da her akşam değişik bir yörenin yemeği çıkıyor. Zaten açık büfe olduğundan zevkinize göre yemeği kolayca bulabiliyorsunuz. Otel şaraplarıyla övünüyor. Örneğin, havuz kenarındaki bardaki şarabı akşama restoranda bulamıyorsunuz. Açık büfe aldığınızda bir akşam yemeğinizi de ala carte Alizee Restoran’da ücretsiz olarak yiyebiliyorsunuz fakat rezervasyon yaptırmanız şart. Hava şartlarına göre masaları kumsal üzerine ya da iç kısıma koyuyorlar. Biz bir kez kumsal üzerinde yiyebildik, tatlımızı yerken de yağmur bastırınca içeri kaçtık.
Havuz meraklısıysanız otelin sonsuzluk havuzu oldukça ufak. Hemen yanında bar olduğundan gündüzleri adanın arka tarafındaki sahil yerine burası dolu oluyor.
Akşamları yemekten sonra zamanınızı barda geçirebilir, nargile bile içebilirsiniz. Üstelik 17 USD ekstra(!) ücretli olan nargilenizin kömürü yanarsa size yeniden yapıp getiriyorlar. Çeşit çeşit kokteylleri ve shotları var. Biz oradayken Euro 2016 maçlarını da dev ekrandan veriyorlardı. Futbol demişken Sevilla’nın, eski Arjantin milli takımının oyuncusu Fazio da eşiyle oradaydı. Tüm otel ekibi kayıtlardan öğrenmiş, hepsi adamla fotoğraf çektirmek için sıraya giriyorlardı. Bizse tesadüfen kendisiyle şnorkele gittik.
Şansımıza 4 günün 3 günü yağmur yağdı, villaların baktığı tarafta oldukça rüzgar vardı ama yine de bir gün gün batımını görebilecek kadar şanslıydık! Gökyüzünün kırmızı mavi renk değiştirmesi rüya gibiydi. Hem Katar’da göremediğimiz yağmuru da özlemiştik. Çok sevdik biz Maldivleri, çok!
Maldivler’e gidince otomatik olarak ya balayında ya da evlilik yıldönümü kutlamasında olduğunuzu düşünüyorlar. Otelden ayrılırken kutlamanız nasıldı diye soranlara ‘kutlama yok, biz tatile geldik’ diyince de biraz garipsendik ama olsun.
Maldivler’de 3 gece yeterli diyenlere diyeceğim, beraber gideceğiniz insanı doğru seçerseniz 3 gece kesinlikle yeterli olmayacaktır. Kat ettiğiniz yola değmez. Harika bir deniz, harika kokteyller ve bembeyaz kumsalda, bir de aşk varsa en az 1 hafta kalın derim. Siz ne düşünüyorsunuz?