Tayland Phuket havalimanına indikten sonra Phi Phi adasına geçmek üzere feribotların kalktığı yere gittik. Feribotun üst kısmı her milletten insanla doluydu. Güneş altındaki 3 saatlik yolculuk biraz yorucu olsa da en son durakta, yani Holiday Inn Phi Phi’ye yaklaşınca denizin ortasında long tail denilen botlara geçtik ve otele götürüldük. Otel adeta bir cennette. Hani şu balayı promosyonlarında gösterilen otellerden. Berrak, açık yeşil deniz, bembeyaz kum, sahildeki ağaçlara asılmış salıncak ve hamaklar, akşam üstü evlenecekler için hazırlanan deniz kenarındaki çiçekli süslemeler. Açıkçası beklediğim Phi Phi bu değildi. Plaj partileri, ateş dansları, sahil barları falan bekliyorken kendimi bir resort otelde buldum.
Akşam üzeri yağan yağmur, gel git ile çekilen deniz, mavi ve kırmızının gökyüzünde birleştiği günbatımının manzarasının büyüleyici güzelliği sadece 1 saat sürdü. Ama her güzelliğin bir kusuru yok mudur? Havanın kararmasıyla, gelmeden önce izlediğim videolar ile artmış olan beklentilerim yerle bir oldu.Adadaki botları ayarlamak için de çok geç kaldığımızdan bu küçücük yerde tıkılı kaldık. Üstelik sahil boyuncaki tüm barlar da kapalıydı. Sadece bir iki salaş restoran açıktı ki ilk Thai yemeğimizi burada yedik. Thai yemekleri bol sebzeli, soslu ve acılı.Doğal olarak deniz ürünleri menüye hakim. Fiyatlar Katar’a oranla oldukça ucuz ve biraları Chang ve Singh ile her yerde karşılaşıyorsunuz.
İlk günümüzün akşamında bu adada 5 gün kalamayacağımıza karar verip 2 gün sonrasına Phuket’e geçme kararı verdik. Phuket’e geçerken koyları gezecek, sonrasında da adanın kalabalık olan 2. durağında (town pier) inip hızlı feribot ile Phuket’e – en eğlenceli yeri diye duyduğumuz Patong’a geçecektik.
İkinci gün adayı keşfetme zamanıydı. Ada, haritada ufak görünüyor ve her yerini yürüyebileceğinizi düşünüyorsunuz fakat bir koydan diğerine yürümek 1 saatinizi alıyor. Adada araç yok, botlar ile deniz yolundan gidecek veya benim gibi bir yerele motor taksi soracaksınız. Long tail botlar en yakın koya 400 bahta götürüyorlar (yani 40 QR). Kaldığımız yerden ana merkeze geçiş ise 1000 baht. Motor taksi ise sadece 100 baht.
Kuzey taraftaki otelimizden güneye doğru yürümeye başladım. Ulaştığım Loh Bagao Bay’de birçok bar, restoran ve sahil kısmında da otel vardı. Artık akşam için planımız hazırdı. Öyle plaj partileri falan yoktu ama bizim koyumuzdan çok daha canlı ve hareketliydi burası. Gece bir restorana ve bara gittik, birçok insanla tanıştık. Bardaki Thai kız beraber tatile gittiğim arkadaşımı gözüne kestirmiş, bizi otele kadar takip etmiş. Gerisi malum..
Ertesi sabah otelden çıkıp koylara geçtik. Otelden ayarladığımız 4 saatlik tur ile Leonardi Di Caprio’nun şu ünlü ‘The Beach’ filminin çekildiği Maya Bay’e geçip denize girdik, sonrasında Loh Sama Bay’de balıklarla şnorkel yaptık, Bi Leh’in muhteşem renkli suyunda yine yüzme molası verip Monkey Bay’de de maymunları izledik. Tüm tur için bot başına 1600 Baht verdik. Bavullarimiz da ozel botumuzda oldugundan donus yolunda merkezde inip Phuket’e geçmek için hızlı feribot ayarladık. Tavsiyem 3 saatte feribotla adaya ya da Phuket’e geçeceğinize, 100 baht fazla verin ve 45 dakikada hızlı feribotla daha kısa sürede ve daha eğlenceli bir şekilde geçin.
Phuket’te Patong Beach tarafından başka bir yere gitmedik. Sahil, deniz ne yazık ki Phi Phi ile karşılaştırılamayacak kadar kötüydü ama etrafta bir çok insan, dükkanlar, barlar ve şu ünlü Bangla Caddesi vardı. Otelimiz yine Holiday Inn’di, ve denizin hemen yanında olduğundan her yere yürüyerek gidebiliyorduk. Alışveriş o kadar ucuz ki, 100-150 bahta şallar, şalvarlar alıp bir de üstüne pazarlık yapıyordum. Seks turizminin etkisinden olsa gerek, insanlar çok rahattı. Sahilde yatarken yanınıza yaklaşıp sizinle tanışmak istiyorlar, barlarda rahatça yanınıza yaklaşıp arkadaş olmak istiyorlar. Çok fazla İngiliz ve Fransız var. Akşamları Bangla caddesinde yaşlı adamlar, kollarına genç asyalı kızları takip dolaşıyorlar. Barların kapısında bekleyen Asyalı kızlar ise sizi kolunuzdan çekip barlarına girmenizi istiyorlar. Yolun ortasında hayat kadınları, lady boylar, ping pong gösterisi satmaya çalışanlar ve ara yollarda da uyuşturucu satıcıları..Barların hemen hemen hepsinde pole dansçıları, barların tepelerine çıkıp danseden asyalılar ve striptiz klüpleri var. İşin garip yani bu barların hepsine girebiliyorsunuz ve insanları gözlemleyebiliyorsunuz. Insanlar genelde sarhos ve o kadar çok Türk vardı ki, grupça erkek erkeğe gidip yanlarına 2-3 Asyalı genç kızı almış orasını burasını elleyen.. Erkekleri buraya düşürecek kadar çaresiz bırakan nedir onu düşünüyor, kızlara da acıyorum. Tatile beraber gittiğim arkadaşım ise ‘kız kardeşimin erkek arkadaşı buraya gelmek istese gerçekten ne yaparım bilmiyorum’ diyor.
Arkadaşımın doğumgününü Bangla’da herhalde tek düzgün müzik yapan yerde, Monsoon’da kutluyoruz şampanya ve danslar ile. İki kişiyken birden 7 kişi olmuşuz ve cüzdanımdaki paralar çalınmış. Evet, Tayland’da Brezilya’dan daha rahat olsak da orada başımıza gelmeyen burada geldi. Yine de moralimi bozmuyorum, sabahın 5’inde Patong Beach’te denize giriyorum ve geceyi bitiriyorum.
Sahilde ve şehir içinde bir çok masaj salonları var. Kapılarında makyaj yapıp süslenmiş kızlar bulunuyorsa ‘mutlu sonlu’, yaşlı ve normal kadınlar varsa ‘normal’ masaj yaptırabiliyorsunuz. Sahilde Thai masajını 300 bahta yaptırabiliyorsunuz, diğerlerinin fiyatları da doğal olarak daha fazla olabiliyor.
Phuket’in bu kısmı için çok da yazabileceğim bir şey yok, zaten kültürden arınmış turistik bir yer ama Tayland erkek tatil destinasyonudur diyenlerin de ne amaçla buraya gittiklerini çok daha iyi anlıyor, buranın seks turizminden çok daha fazlasını sunduğunu anlamış bir şekilde Tayland’a bir sonraki ziyaretimi planlamak için sabırsızlıkla bekliyorum.