Katar’dan ayrılmış olduğum gerçeği sevgili bloğumu yanlız bırakacağım anlamına gelmiyor. Bu yazımda sizlere Almanya’nın Bonn şehrindeki ilk günlerimin nasıl geçtiğinden ve hayatıma giren yeniliklerden bahsedeceğim.
Katar’dan Türkiye’ye bile uğramadan, direk Almanya’ya taşındım. Anlayacağınız bir gurbetçilikten diğerine balıklama atladım. Sıcakları yanımda getirmiş olacağım ki Almanya (ve tüm Avrupa) bu yıl en sıcak yazını geçiriyor. İşin kötüsü burada klima da yok. İçerisi fazla ısınmasın diye panjurları kapatıyoruz gün içinde. Yakında soğuklar başlayınca göreceğiz bakalım. Katar’dan sonra artık soğuk bir yerde yaşamak, üşümek istiyordum ki ben Antalyalıyım, ne anlarım soğuktan falan..
Katar’dayken telefonumdaki sağlık uygulamasından günde kaç adım attığıma bakıyordum. Oradaki günlük 1,800 adımım oldu mu burada 5,000 adım! Hem de henüz çalışmaya başlamamış olmama rağmen. Normal hayatta markete yürüyerek gidiyorduk ya hani, yürüyüş falan yapıyor sağlığımıza dikkat ediyorduk..İşte o hayata geri döndüm. Katar’daki gibi arabadan in, ye iç, arabaya bin değil yani.
Ve işte Almanya’ya taşınarak hayatıma giren yeniliklerden bir kaçı daha;
1- Süpermarketler:
Marketlerde her şey satılıyor! Alkolün her çeşidinden tutun her türlü peynire, sosa, cipse kadar. Organik olanı, olmayanı herşey var ve gerçekten ucuz. Biralar 0,50 Euro’dan başlıyor mesela. Cipsler 0,75-1 Euro, kutu kola 0,56 Euro ve envai çeşit ekmekler 0,25 ile 3 Euro arası. Benim yaşadığım bölgede Edeka, Rewe, Aldi ve Lidl süpermarketleri var. Aldi veya Lidl’dan haftalık alışverişiniz (içki, sebze, meyve, et ve tavuk ile beraber) 50 Euro’yu geçmiyor. Kasalarda poşetlerinizi dolduran birini bırakın, alışveriş poşetinizi bile kendiniz getirmeniz gerekiyor.
2- Geri dönüşüm:
Buraya taşınmam ile hayatıma giren diğer bir değişiklik ise geri dönüşüm konusu. Evde plastikler, cam ve kağıt/kartonlar için ayrı çöpümüz var;
Boş plastik şişelerini marketlerdeki depozito makinalarına atarak paramızı alışveriş çeki olarak geri alıyoruz. Cam şişelerin bir kısmını bu plastik şişelerin arasına koyabiliyorken, bazılarını da sokaklarda bulunan kırmızı renkli çöp kutularına atmamız gerekiyor. Bu kırmızı çöp kutuları 3 çeşit: yeşil, kahverengi ve renksiz şişeler için olanlar diye. Kağıtlar ve kartonları ise -eğer çok büyüklerse keserek- kağıt çöpüne atıyoruz.
Yaşadığı çevresi için sorumluluk taşıyan Almanlar bu konuda çok hassas ve hiç biri bu çöp ayrımını yapma konusunda üşenmiyor.
3-Pazar günleri:
Burada pazar günleri bütün dükkanlar, marketler kapalı; çünkü Hristiyan inancında Tanrı dünyayı yaratırken 6 gün çalışıp 7. gün dinlenmiş. Sadece bazı pastaneler ve benzinliklerin açık olduğu haftanın son günü/Katar’daki haftanın ilk iş günü Almanlar için dinlenme, kahve ve kek zamanı.
4-Arabalar, ulaşım ve trafik:
Artık etrafımda 4×4’ler görmüyorum, bunun yerini Audiler, BMW, Wolkswagenlar ve Mercedesler almış durumda.
Arabalılar dışında, özellikle yaz aylarında çok fazla bisikletli de var. Bisiklet yolunun olmadığı yerde araba yolunda gidiyorlar (çünkü kaldırımda bisiklet sürmek yasak) ve sürücüler sabırla bisikletlilere yol veriyorlar. İnsanlarda bir tatlı huzur, bir sabır…
5- Doğa, yeşillik ve temiz sokaklar:
Hala varlığına doyamadığım şey ise yeşillik! Her yer ağaç, yeşil, çiçek, arılar.. Doyamıyorum, çok seviyorum, çölden kumlardan sonra değerini daha da anladım. Bu ülke insana hayatında hiç ağaç görmemiş gibi hissettiriyor.
Sokaklar genellikle temiz, yerlerde gördüğünüz ancak sararmış yapraklar. Temiz olmayan büyük şehirler de var tabi ki ama benim taşındığım yerler tertemiz ve oldukça düzenli.
6- Gürültü ve ev işleri:
Daha bir çok şey var ama son olarak da Almanların gürültüye karşı olan duyarlılıklarından bahsedeceğim size. Katar’da geceleri inşaat yaparlardı, insanlar rahatsız olur mu kimsenin umrunda olmazdı. Burada ise öğle saatinden sonra ve pazar günleri gürültülü şeyler yapmak yasak. Matkapla bir şey mi deleceksiniz, çim mi biçeceksiniz ya da çamaşır makinası mı çalıştıracaksınız? Sabahtan bu işlerinizi halletmeniz gerekiyor.
Şimdlik bu kadar. Almanya’da henüz sadece 3 hafta geçti fakat Katar o kadar uzak ve yapay bir dünya gibi geliyor ki, sanki hiç orada yaşamamışım gibi.
Bir sonraki yazımda Alman eşimle evlilik sürecimizi, vize işlerini ve Katar’dan Almanya’ya taşınma hikayemi anlatacağım.
Almanya ve Alman kültürü hakkındaki yazım içinse sizi şu linke alalım.